RUHİ TERBİYE
İnsan beden ve ruhtanmüteşekkildir. İnsanın mutluluğu bedeni ve ruhî yapısının güçlendirilmesi vekorunması ile mümkündür.
Beden güçlendirilir vekorunur da ruh kuvvetlendirilmez ve menfî tesirlerden korunmazsa, insanda muvazenesizlikbaşlar. Ruhî zaaf ve bu zaaf sonucu oluşacak manevî hastalıklar ve buhranlarinsanı kuşatır ve elemler doğurur. İnşam mutsuzlaştırır.
İnsanımız bedeninegösterdiği hassasiyeti ruhî varlığına göstermediği için kaynağınıkeşfedemediği bunalımlar ve ızdıraplar içindedir.
MuhteremMüminler!
Vücudumuz gıdaalınmadığı, gerekli vitaminler sağlanmadığı ve çevre etkilerinden korunmadığızaman canlılığını ve neşesini yitirir ve değişik kaynaklı ağrılar ve sızılarbaş gösterir de ruhî bünye gıdalandırılmadığı ve korunmadığı zaman manevî zaafve ızdıraplar inşanı kuşatmaz mı? Mutsuzluk İnsana galebe çalma? mı?
Maddeci bir toplumvasatında ve materyalist bir eğitim sistemi içindeki insanımız,şartlandırıldığı için. bütün buhranlarının, iç sıkıntısı ve elemlerinin maddîproblemlerden neşet ettiğini sanmaktadır. Böyle bir zan da şüphesiz ruhî birhastalıktır.
Müminler!
Rabbimizin bir sırrı olanve insan denen varlığın hâkim unsuru olan Rûh'un besleyici, koruyucu ve mesudedici güç kaynağı «îman» ve îman çizgisindeki «gürel amellerdir.»
Ruhun baş gıdası; güç kaynağı îmandır.Varlığımızınyaratıcısı olan, her an sonsuz kudreti, rahmeti ve hikmeti ile tecelli eden,kullarına öz canlarından daha yakın olan ve kullarının dualarını kabulbuyuracağını va'deden Allah'a iman ne büyük kuvvettir. Allah'ın insan içinkoyduğu ilâhî kanunlara îman bütün varlıkları ve hayatı tanıtan, güvenilecekmercii belirleyen ne azîm bir güçtür.
İnsana; hayata ve ölümeizah getiremeyen, tanıtamadığı varlıklar arasında gayesizlik buhranları içindeyaşatan, ölüm ve ölüm ötesinden ürküterek, acz ve zavallılığı katmerleştirenimansızlık hayatı zehreden ne korkunç bir marazdır.
İmansızlığın tevlidettiği bu ruh çöküntüsünden insanı hangi bedenî kuvvet ve hangi sosyal veekonomik nizam kurtarabilir.Evet, Dünya ve Âhiret saadeti için ruha sağlanmasıgereken baş gıda; temel güç iman ve güzel amellerdir.
Zikir, duâ, yardımlaşma,doğruluk, vefa, ihsan, tevazu, ilgi, merhamet ve benzeri Hakk'a saygıya ve halkasevgiye götüren ilâhî emir ve öğütleri yaparak gerçekleştirilecek güzelameller imanla birlikte ruhun ana besleyici gıdasıdır. Gerekli olan koruyucuvitaminleri ve de sebeb-i saadetidir.
Biz ruhumuzu imanla vegüzel amellerle güçlendirdiğimiz sürece mesut olabiliriz. Çünkü Mevlâmızmutluluğu îmana ve güzel amellere bağlamıştır.
Mevlâmız şöyle buyuruyor:[«Kadın ve erkek kim imanetmiş olarak güzel güzel amellerde bulunursa ancak onu hoş bir hayata erdireceğiz...»
«Kim benim zikrimden;(bana imandan ve koyduğum yasalara uymaktan) yüz çevirirse ona dar; bunalımlıbir hayat vardır...»] (2)
Ruhî bünyemizikuvvetlendirmek ve mutlu yaşatmak için imanla ve güzel amellerle gıdalandırmakgüçlendirmek gerektiği kadar onu menfî tesirlerden de korumak lâzımdır.
Kolera, sıtma, kansergibi hastalıklar bedenimize tesir eden maddî hastalıklar olduğu gibi Allah'ıunutma, ibâdetlerden uzaklaşma, kin, haset, faiz, rüşvet, içki, zina, gıybetve benzeri ilâhî yasaklar; haramlar da ruhî bünyemizi kemiren mutsuzlaştıranmanevî hastalıklardır. Çok iyi bilmeliyiz ki her bir günah ve haram,ruhumuzu mikroplandırmakta, yaralar açarak elem yermekte, iyilikleri yapmada güçsüz, kötülüklerden korunmadamecalsiz bırakmaktadır.
Manevî buhranlarımızınmühim bir kısmının kaynağı işte bu günahların; haramların sebep olduğu ruhîhastalıklarımızdır. Peygamberimiz «Günah; haram, içini kemiren; (bunalıma yolaçan şeydir)» (2) buyurmakla bu gerçeğe işaret etmiştir.
Bu gerçeği kalbimizdehissetmek gerçek imanın alâmetidir. Bunun içindir ki Peygamberimiz bir soruyacevap olarak şöyle buyurmuştur.«İşlediğin günah sana elem veriyor, yaptığıngüzel amel de seni mutlu ediyorsa sen müminsin.» (3)
MuhteremMüminler!
Yüce Rabbimiz:«Gizli ve açık bütün günahları bırakın.Zira haramları işleyerek günah kazananlar yaptıklarının cezalarınıçekeceklerdir.» (4) buyurarak ruhî bünyemizin korunma reçetesinivermiştir.
Ruhî bünyemizi manevîhastalıklara karşı korumak görevimiz olduğu gibi, haramların işlenmesiyleoluşmuş mevcut hastalıkları da güzel amellerle tedavi etmeye çalışmakvazifemizdir.
Bu tür tedavi zarureti içindir ki Peygamberimiz:«İşlediğingünahın hemen ardından güzel bir amel yap ki onun günahını gidersin» (5)buyurmuşlardır. Güzel amellerle manevî hastalıklarımızı tedavi etmeklüzumundan ötürüdür ki Peygamberimiz elemli ve sıkıntılı sahâbîlere «Allahımelemlerden ve sıkıntılardan sana sığınırım» (6) şeklinde duâetmeleri emrini vermişlerdir.
Peygamberimiz kalpkatılığı ve acımasızlığından şikâyet eden bir sahâbîye de «Yetimin başını okşa,yoksulu doyur.» (7) öğüdünde bulunmuşlardır.
Gözü döndürengadab-kızgınlık hastalığının nüksetmesi halinde hastalığın seyrine göreyapılacak manevî müdahalenin sırasıyla «Şeytan'dan Allah'a sığınmak, oturmak,yatmak ve abdest almak» (8) olduğunu bildirmişlerdir.
Şehevî tansiyonununyükselmesi halinde de Peygamberimiz:«Oruç tutarak teskin yoluna gidiniz.»tavsiyesinde bulunmuşlardır.Misalleri daha da çoğaltabiliriz.
Mevzuumuzu özetlersekderiz ki, saadetimiz için bedenimizi güçlendirmeye korumaya ve gerektiğindetedâvî etmeye muhtaç olduğumuz gibi ruhumuzu da güçlendirmeye korumaya velüzumunda tedavi etmeye mecburuz. Kaldı ki ruhumuz bedenimizden daha da çokilgiye muhtaçtır. Zira ruhun mutluluğu ve elemi fani değil ebedîdir.
Şu halde akıllı insanlarolarak ruhumuzu güçlendirecek «İslâm îmanı» na, koruyacak ve gereğinde tedaviedecek «Güzel ameller» e koşalım. Ruhumuzu çökertecek, ateş azabına düşürecekİslâmî haramlardan korunalım.
Yüce Allah'tan bizlerirahmetiyle kuşatmasını niyaz ederim.
1.Nahl, 97; Ta-Ha, 124.
2.Et-Tac, 5/3.
3.Mişkâtül-Mesâbîh,Hadis No: 45.
4.En'am, 120.
5.Et-Tac, 5/63.
6.a.g.e. 5/137.
7.Mişkâtül-Mesâbîh,Hadis No: 5001.
8.Et-Tac, 5/52.