İSLAM NİZAMINDA FERT VE CEMİYET HAKLARI -1
İslâmcemiyetinin en iyileri, fert ve toplum haklarına tam bir inançla saygıduyanlardır. En kötüleri de, mü'minlerin siyasî, ictimaî, iktisadî ve ahlâkîbakımdan kendilerine güven duymadıkları kişilerdir; sözleri davranışları veişleriyle şahıs ve cemiyet haklarına tecavüz edebilecekleri şüphesiduyulanlardır.
Bu gerçeği, ŞanlıPeygamberimiz şöyle açıklıyorlar:«Sizin en hayırlınız yararı umulanınız vezarar vermeyeceğine güven duyulanınızdır. Enkötünüz ise faydası umulmayanınız ve zararından emin olunmayanınızdır.» (l)
Mü'minlerin iman ve ahlâk derecelerini yansıtan en geçerli ölçü,fertlerle ve kamu kuruluşları ile olan ilişkilerindeki söz, iş vedavranışlarının bütünü olduğu içindir ki, İslâm Dini, değinilen yollarla fertve cemi yet haklarına yapılabilecek bütün tecâvüz türlerini yasaklamıştır.
Ferdî çıkarlar için toplum menfaatlerini çiğnemek, görevi kötüyekullanmak, başarılamayacak vazifeleri üstlenmek, anaya babayı ilgisizve yardımsız bırakmak, faiz ve rüşvet almak, karaborsacılık yapmak, kamu veyaşahıs menkul ve gayr-ı menkullerini zimmete geçirmek, gasbetmek, ilgililerinizarara uğratacak şekilde sözleşmeleri ihlâl etmek, bayatı taze, çürüğü sağlamgöstererek, eksik ölçüp tartarak mal satmak, ürünleri mamulleri reklâm ettirilen vasıfta piyasaya sürmemek, aldatmak,sövmek, dövmek, kalp kırmak, arkadan çekiştirmek, jurnal etmek, yalansöylemek, haksız yere baskıda bulunmak, başkasının yararına engel olmak,yoksulun zekât hakkını vermemek ve demalları reklam ettirilen vasıfta piyasaya sürmemek gibi fertlere veya toplumazarar verecek söz, iş ve davranışları İslâm Dini şiddetle yasaklamıştır.
Yasaklamıştır, çünkü, İslâm Dini'nde kişiyi kötülerden kılacağı, maddîve manevî buhranlar doğuracağı açıklananve Ahiret azabına maruz bırakacağı bildirilen en büyük suç; en azim günah fertve cemiyet haklarına tecavüzdür.
Mukaddes ömrü fert ve cemiyet haklarına saygı duymanın, adaletlidavranmanın sözlü ve fiilî örnekleriyle dolu olan Aziz Peygamberimiz,öneminden ötürü ölümü arifesindeki öğütlerini bile özellikle fert ve cemiyethakları konusuna ayırmışlardır.
Böylece insanlığa muhteşem bir sorumluluk örneği vererek mü'minlereşöyle buyurmuşlardır:«Ey insanlar! Bana karşı şikâyetleriniz olabilir. Eğerbirinizin sırtına vurduysam işte sırtım,vurabilir. Şayet birinizi yermiş veya serefine dokunmuşsam, burada aranızdayım, aynısıyla karşılık versin. Eğer birininmalını almışsam işte malım, isteyip alsın ve benden bir itiraz gelecek diye çekinmesin.Zira itiraz etmek âdetim değildir. Gerçekten benim yanımda sizin endeğerliniz, hakkı varsa hakkını alan veya onu helâl edendir. Böylece üzerimdehaklar olmaksızın Rabbime kavuşacağım.»(2)
Şanlı Peygamberimizin Allah'a tertemiz kavuşmak amacıyla masum vemübarek zatı için haklar mevzuunda gösterdiği hassasiyet. Ahiret Günü'neinanan bütün müminleri derin bir nefis muhasebesine iletmelidir. Ayrıcaihtirasları dizginlemeli, hakka razı ve kanaatkâr kılmalı, kendi özhaklarımızdan feragat ve fedakârlığa da yöneltmelidir.
Eğer cemiyetleri için hayır ve rahmet kaynağı olması gerekenmü'minler, fert ve cemiyet haklarına karşı son derece hassas(duyarlı)olmazlar, ferdî mutluluklarını cemiyetin mutluluğunda görmezlerse, Ahirethayatının felâket örgülerini ömür günleriyle bizzat örmüş olurlar. Çünküzimmetlerine geçirdikleri hakları ödemeyen, hak sahiplerinden helâllik almayan mü'minleri ruhîbuhranlardan ve Cehennem azabından kurtaracak hiç bir güç yoktur.
Aziz Peygamberimiz, her mü'mini ürpertecek ve âkıbetini düşündürecekgerçeği bakınız nasıl açıklıyor:«Andolsun, (insanların yargılanmak için diriltilecekleri) KıyametGünü'nde bütün haklar sahiplerine muhakkak verilecektir.» (3)
Mü'minler!
Hakların sahiplerine ödeneceği Büyük Gün gelmeden, haklarısahiplerine Âcilen ödememizi emredenhadîslerinde ise Peygamberimiz bizleri şöyle uyarıyor: «Her kim bir kişinin şahşiyetine dil uzatmış, malını almış veya bir hakkını zimmetine geçirmişse, altın vegümüş bulunmayan Sorgulama Günü gelmeden,o hakkın sahibi ile helâlleşsin. Zira hak yiyen kişinin iyi ameli varsa,alınarak hak sahibine verilir, iyi ameli yoksa hak sahibinin günahlarındanalınarak ona yükletilir.» (4)
Muhterem Mü'minler!
Şanlı Peygamberimiz, adaletin tamı tamına gerçekleştirileceği ilâhî muhakemede, fert ve cemiyet haklarınasaygı duymamış, zimmetine geçirdiği haklardan ötürü helâllik almamış nice iyiamelli mü'minlerin de manevî iflâsa mahkûm Cehennem yolcusu olabileceklerinibildirmişlerdir. Peygamberimiz mevzuu idraklerimize yaklaştırmak içinsahabilerine sordular:
- Müflis kimdir?
- Ya Resûlellah!Müflis, (zarara uğrayarak) parası, taşınır veya taşınmaz malı kalmamış kişidir.
- Bana inananlardan gerçek anlamda müflis şukişidir: O kişi Kıyamet Günü namaz, oruç, zekât (gibi hayırlı amelleri)ile gelir. (Gelir ama) birilerini çekiştirmiş, sövmüş, dövmüş, iftiraetmiş, birilerinin de malını yemiş, kanınıdökmüş, (olduğu için ödenmesi gereken fert ve toplum haklarını da beraberinde )getirir. (Sonuç olarak da) hayırlı amellerinden bir kısmı şuna, bir kısmı dabuna verilir. Eğer üzerindeki insan hakları ödenmeden evvel iyi amelleritükenirse, bu defa alacaklı kulların günahlarından bir kısmı alınır da bununüzerine yükletilir. Sonra da kendisi Cehennem'e atılır.
(İşte hakiki müflis bukişidir.) (5)
Mü'minler!
Sünnet tablosunda mukadder gelecek, apaçık izlenmektedir. Bu tabloyumü'min olarak izleyecek bizlerferdî,ailevî, sosyal, iktisadî ve hukukî münasebetlerimizde son derece hassas olmalıyız. Haklara tecavüz edebilirimdüşüncesiyle öz haklarımızdan geçen bir ruh inceliğine sahip olmayaçalışmalıyız.
Allah'a ve Âhiret Günü'ne iman edip de bu hassasiyeti ve inceliği göstermemek mümkün değildir.
Fert ve cemiyet haklarına yapılan tecavüzlerin ve bu yolda izlenecekzulümlerin azap dolu bir Âhiret hayatından önce, çileli ve ıstıraplı bir dünyayaşantısına da maruz bırakacağı Kur'ân ve Sünnet bildirileri ile açıklanmıştır.Beşeri tecrübelerin de doğruladığı bugerçeği Peygamberimiz şöyle açıklıyor:«(Fert ve cemiyet haklarına tecavüz olan)zulüm ve akrabalık bağlarını koparmak günahları gibi Allah'ın sahibi içincezasını Âhiret'e ertelemekle beraber dünyada da âcilen vereceği başka günahlar yoktur.»(6)
Mevzuumuza inşaallah devam edeceğimizi bildirir, hutbemi ikiâyetle bitiririm:
Nisa sûresi, âyet 29 - 30:«Ey inananlar! Mallarınızıaranızda (faiz, rüşvet, karaborsacılık, kumar, hileli ticaret... gasp gibiyollarla) haksız yollarla yemeyin, karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yeyin.(Fert ve cemiyet haklarını çiğneyerekde) öz canlarınıza kıymayın. Allah, sizler için merhamet kaynağıdır. Her kim (Allah'ın yasakladıklarını) aşırı giderek haksızlıklayaparsa onu ateşe sokacağız. Bu işlem Allah'a kolaydır.»
1) Mişkatül-Mesâbîh, Hadis No: 4993.
2) a-İslâm Pevgamberi, M. Hamidullah, 2/309.
b-Kısası Enbiva, Ahmet Cevdet Paşa, Bedir Yayınevi,1/235.
3) Sahih-i Müslim ve Ter. M. Sofuoğlu(merhum) 8/49.
4) Et-Tac, S/20.
5) Sahih-i Müslim ve Ter. 8/48.
6) Et-Tac, 5/21.