Allah'ın Rasûlü Hz. Muhammed'den Mesajlar
"İslâm'da evlikten kaçınmak/cinsel hayattan çekilmek anlamına ruhbanlık yoktur."
"Her ümmetin bir ruhbanlığı vardır. Benim ümmetimin ruhbanlığı ise Allah yolunda cihaddır."
"Kendinize hayatı zorlaştırmayınız ki, size de zorlaştırılmasın. İşte tarihî toplumlardan biri olan Hıristiyanlar. Onlar ruhbanlığa yönelerek hayatı kendilerine zorlaştırınca yaşam da onlara zorlaştırıldı. İşte onların uydurdukları ruhbanlığın kalıntıları manastırlarda görülüyor. Allah, onlarla ilgili olarak şöyle buyurur: *
"Biz onlara ruhbanlığı emretmedik. Allah'ın rızasını kazanmak arzusuyla onu kendileri uydurdu. Ama sonra ona gereği gibi uymadılar.." (Hadid 27)
"Biz onlara ruhbanlığı emretmedik. Allah'ın rızasını kazanmak arzusuyla onu kendileri uydurdu. Ama sonra ona gereği gibi uymadılar.." (Hadid 27)
Yüce Rabbimizin lânetlediği, fakat insanları saptırıcı eylemler yapmasına onay verdiği Şeytan şöyle and içmişti:
"Ben insanlara telkinde bulunacağım, onlar da Allah'ın yarattığı varlıklardaki özgün yapıyı bozacak, asıl amacından saptıracaklar.."
Kur'ân-ı Kerîm'in Nisâ sûresinin anlamı sunulan bu 119. âyeti ile insanın yaratılış düzenini bir ölçüde şu veya bu şekilde bozup değiştirmek Şeytanî bir ameldir ve haramdır.
Bu âyet ve ona açıklık getirici Peygamberî yasaklar sebebiyle İslâm Dîni, cinsel eylem iktidarının kişinin bizzat kendisi veya bir başka kişi ve kurum tarafından yok edilmesi düşüncesi, emeli ve atılımını şiddetle yasaklamıştır. Hiç şüphesiz bu yasağın amacı, insanın yaratılış düzeni ile çatışmasını, ilâhî deneme düzenine baş kaldırılmasını engellemektir.
Cinsel iktidarı yok etmenin ana yolu hadımlaşmak ve hadımlaştırmaktır.
Erkeklik bezlerini çıkararak veya burarak cinsel eylem iktidarını ve dölleme gücünü gidermek olan hadımlaşma insanın kendi nefsi aleyhine işlediği bir zulümdür. İnsan, nefsine zulüm değil, adâlet icra etmekle mükelleftir. Zira Peygamberimiz'in ifadesiyle ".. Nefsinin de senin üzerinde hakkı vardır.."[1]
İslâm Dîni'nin, Allah'ın Resûlü Hz. Muhammed tarafından tebliğ edildiği dönemde, maddî gücü olmadığı için evlenemeyen, cinsel haramlara düşeceği korkusu ile de ürperen bazı mü'minler, hadımlaşma düşüncesine kapılmışlardı. Fakat onlar Allah'ın Resûlü'nün kesin yasağı ile karşılaşmışlardır.
Aşağıda sunacağımız hadîsler, İslâm Dîni'ndeki hadımlaşma yasağının dînî delilleridir.
Hadımlaşmayı yasaklayan hadîsler
Ebû Hureyre (r.a) anlatıyor.
Beni meşgul eden bir problemimi Allah'ın Resûlü'ne (sav) şöylece arzettim.
- Ya Resûlallah! Genç bir adamım. Nefsim için arzularıma boyun eğip zinâ ya düşmekten gerçekten korkuyorum. Kadınlardan biri ile evlenmek için de maddî güç bulamıyorum. Hadımlaşabilir miyim?
Allah'ın Resûlü bana cevap vermedi. Ben (meselemi) aynı şekilde ikinci ve üçüncü defa dile getirdim. Bana yine cevap vermedi. Aynı tarzda (dördüncü defa) arzettiğimde ise şöyle buyurdu:
يَا اَبَا هُرَيْرَةَ جَفّ الْقَلَمُ بِمَا اَنْتَ لاقٍ فَاخْتَصِ عَلَى ذَلِكَ اَوْ ذَرْ
- Ya Ebû Hureyre! Kader senaryosunu yazan kalemin işi bitti.
Bu duruma göre hadımlaş veya hadımlaşma önemi yok. O halde sen emrolunduğun üzere yaşa, hadımlaşmaya kalkma.[2]
Said b. As, Osman b. Maz'ûn'un Allah'ın Resûlü'ne şöylece ricada bulunduğunu anlatıyor:
- Ya Resûlallah! Hadımlaşmam için bana müsâade buyurur musunuz?
Allah'ın Resûlü ona şöyle buyurdu:
Canı, aklı, dîni, malı ve nesli korumayı amaçlayan İslâm Dîni'nde, faiz ve içki örneklerinde açıkça görüleceği üzere, haram bir fiilin yapılması gibi yaptırılması da haramdır. Bu sebeble hadımlaşmak gibi hadımlaşmaya sebeb olmak veya hadımlaştırmak da haramdır; yasaklıdır.
Yüce Peygamberimiz'in kişinin cinsel organını görev yapamaz ve dölleyemez haline getirmeye, kasda benzer veya hata yoluyla öldürmeye verilen İslâmî cezayı öngörmesi, hadımlaştırmanın haramlığını pekiştirmektedir.[4] Zira İslâm Ceza Hukûku'nda kural olarak haram kılınmayan veya İslâmî yönetimce yasaklanmayan fiillere ceza uygulanamaz.
Sunduğumuz hadîslerden ve yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, yaratılış düzenini değiştirmeye kalkışarak hadımlaşmak veya hadımlaştırmak, Allah'a baş kaldırmaktır; büyük bir günâhdır. İslâm Dîni değil insanların, Peygamberimiz'in diliyle hayvanların hadımlaştırılmasını bile yasaklamıştır.[5]
Osmanlı Tarihi'nde görülen hadımlaştırma olayları, İslâmî ölçülere göre hiç şüphesiz zulümdür, işkencedir, yaratılış düzenini değiştirmektir. Dolayısıyla da haramdır. Sunulacak Fetva'da örneklendirildiği üzere haramlığı açıklanmasına rağmen uygulama sürdürülmüştür:
"Habeş ve Zenci tâifesinden olup Mısır ve havâlisinden celbolunan rical ve sıbyanın bazılarının âlet-i tenasüllerini kat' edüp mecbûb yahud hasî etmek (bazı yetişkinlerin veya çocukların erkeklik organını kesmek veya testislerini burmak) şer'an caiz olur mu? el-Cevap: Haramdır." [6]
Bekâr veya evli mü'min, cinsel arzularının şiddeti dolayısıyla zinâ yapmak ve böylece Âhiret azâbına uğramaktan endişe duyuyorsa evlenmelidir. Eğer evlenmeye malî gücü müsait değilse, evleninceye kadar Allah'ın Resûlü'nün tavsiyesi uyarınca nâfile (farz ve vâcib olanların dışındaki) oruçlara devam etmeli, gece namazına kalkmalı ve Kur'an okumalıdır.
Sahâbî Abdullah b. Amr şöyle anlatıyor.
جَاءَ رَجُلٌ اِلَى رَسُولِ الله فَقَالَ: يَا رَسُولُ الله اِئذَنْ لِي اَنْ اَخْتَصِيَ
فَقَالَ رَسُولُ الله خِصَاءُ اُمَّتِي أَلصِّيَامُ وَالْقِيَامُ
Bir sahâbî Allah'ın Resûlü'ne (sav) geldi ve şöylece izin istedi:
- Ya Resûlallah! Hadımlaşmama izin verir misin?
Allah'ın Resûlü (sav) izin vermedi de şöyle buyurdu:
- Benim ümmetimin hadımlaşması; gündüz oruç tutmak ve gece de namaz kılmak ve Kur'ân okumaktır. Böylece cinsel arzuları dengeleyip, gözetim altına almakdır.[7]
Cinsel haramlardan korunmak için hadımlaşma yerine tavsiye olunan nâfile oruçlar ve namazlar yanısıra öğütlenen bir diğer amel de cihâddır.
Aşağıda sunacağımız belge, bu öğüdü dile getirmektedir.
Adamın biri sahâbî Ebû Saîd El-Hudri'ye gelerek, -bana öğüt ver- ricasında bulundu.
Ebû Saîd de ona, senin benden rica ettiğini, senden önce ben de Allah'ın Resûlü'nden rica ettim. Onun bana verdiği öğütleri, ben de sana vereyim, dedi ve şu öğütleri verdi:
Sana Allah'ın emirleri ve yasaklarına bağlılığı tavsiye ederim. İşin başı; amellerin özü budur.
Bir de cihad'a yapış. Zira İslâm Dîni'nin ruhbanlığı/cinsel hayattan meşrû olarak çekilme şekli cihaddır. Ayrıca Allah'ı zikretmeye ve Kur'ân okumaya da önem ver. Bütün bunlar; özellikle zikir ve Kur'ân okuma, senin için gökte rahmet, yerde şandır.[8]
Bu hadîsde öğütlenen cihad, Allah bilir örtünme ve güvenlik şartları gözetilerek yapılacak bütün sportif faaliyetleri içerebileceği gibi, tavsiye olunan zikir ve Kur'ân okuma da tüm faydalı kültürel çalışmaları içine alabilir.[9]Ameliyat yoluyla gerçekleştirilen ve dölleme kabiliyetini engellemek olan kısırlaşma-kısırlaştırma da, yaratılış düzenini bozmak olacağı için haramdır.
İkinci bir ameliyatla döllemeyi sağlama imkânına bir ölçüde erişilebiliyorsa da, haramlık hükmü değişmese gerektir.
* Hadîsler için bak. Keşfül-Hafa Hn. 3154, İ. Kesir Hadid 27.
[1] Buharî Edeb 86, Savm 51, et-Tac 2/99
[2] Buhârî Nikâh 7
Mesela, baba-dede olup olamama gibi insan iradesini aşan konularda insan kader programına tâbidir.
[3] Aynî 20/72, S. Nesâî 6/59
[4] İ. Mace Diyat 29
[5] Beyhakî S. Kübra, Hn. 20289, M. Zevâid Hn. 9368, İ. Kesîr Nisâ 119
Allah'ın Resûlü'nün, hadımlaştırılarak haklarına tecavüz edilmesini şiddetli bir üslupla yasakladığı içindir ki, İslâm bilginleri aygırı kısrağa yaklaştırmamayı da büyük günahlardan biri olarak görmektedirler. bak. İslâm'da Helâller ve Haramlar 1/675.
[6] Şeyhül-İslân Arif Efendiden naklen A.Akgündüz Osmanlı'da Harem s.277
[7] Müsned 2/173; Müzzemil 1-4
[8] Müsned 3/82, İ. Kesîr Hadîd 27
[9] Cihad'la ilgili geniş ve doyurucu bilgi için "Süleymaniye Minberinden İslâm Nizâmı" isimli eserimizin üçüncü cildine bakılmasını tavsiye ederiz.